[email protected] | 0216 336 0506

Makaleler

Makaleler

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARAFINDAN VERİLEN TAHLİYE KARARI GENEL MAHKEMEDE AÇILAN MENFİ TESPİT DAVASI İLE TEDBİREN DURDURULABİLİR. MENFİ TESPİT DAVASI İLE KİRACININ BORÇLU OLMADIĞINA KARAR VERİLİP KESİNLEŞİRSE İCRA HUKUK MAHKEMESİNCE VERİLEN TAHLİYE KARARININ İCRASI KENDİLİĞİNDEN DURUR.

Kiracı tarafından kira bedelinin eksik ödendiği iddiasıyla başlatılan tahliye talepli icra takibine yapılan itiraz üzerine kiraya veren imzası inkâr edilmeyen kira sözleşmesi bulunduğundan bahisle icra hukuk mahkemesinde itirazın kaldırılması ve tahliye davası açabilir. İcra hukuk mahkemeleri dar yetkili mahkemeler olduğundan incelemesini yalnız dosyaya sunulmuş olan yazılı delillere göre gerçekleştirir, taraflarca tanık, yemin deliline başvurulamaz, ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi de kural olarak (istihkak davaları hariç) yapılmaz. İcra hukuk mahkemelerince alınan bilirkişi raporları da aynı sınırlı kurallarla düzenlenir.

Bazen icra hukuk mahkemelerinin vermiş olduğu takibin devamına ve tahliyeye ilişkin kararları eksik bilirkişi raporları hükme esas alınmak suretiyle verilmiş olabilir. İcra hukuk mahkemesi kararları HMK.m.333 kapsamında maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmezler. Bu sebeple icra hukuk mahkemesinin vermiş olduğu kararlardan sonra veya önce genel mahkemelerde alacak, itirazın iptali veya menfi tespit davası gibi davalar açmak mümkündür. Bu bağlamda icra hukuk mahkemesince verilen bir tahliye kararı olsa bile genel mahkemelerde açılacak olan menfi tespit davasıyla bu tahliye kararının tedbiren icrası durdurulabilir, dava sonunda kiracının borçlu olmadığı ortaya çıkıp menfi tespit kararı verilirse icra hukuk mahkemesince verilen tahliye kararının icrası kendiliğinden durur.

İcra hukuk mahkemesinin vermiş olduğu bir tahliye kararının icrasının tedbiren durdurulmasına dair müvekkil şirket lehine verilmiş olan tedbir kararının gerekçesi şu şekildedir:

“Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; talebin icra hukuk mahkemesince verilen tahliye kararının ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına ilişkin olduğu, yukarıda değinilen Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararında da belirtildiği üzere, icra takibi yapıldıktan sonra icra takibinin durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilemeyecek ise de icra mahkemesinin vereceği tahliye kararına karşı Sulh Hukuk Mahkemesinden tahliyenin tedbiren durdurulmasının talep edilebileceği, dava dilekçesi ekinde sunulan delillere göre davacı ile davalı arasında kira ilişkisinin bulunduğu, İİK' nın 72/3 maddesinin kıyasen uygulanması doğrultusunda İstanbul Anadolu … İcra Hukuk Mahkemesi … Esas ve … Karar sayılı dosyası ile icra takibine konu yerin tahliyesine ilişkin karar verildiği anlaşılmakla tedbir kararı verilmemesi halinde telafisi imkansız sonuçlar doğacağı da gözetilerek, davacının 1 yıllık kira bedeli üzerinden hesaplanacak % 15 teminatı yerel mahkeme veznesine yatırması halinde icra hukuk mahkemesinin tahliye kararının durdurulmasının mümkün olduğuna kanaat getirilmiş olup somut uyuşmazlıkta yasanın aradığı şartların gerçekleştiği kabul edilerek aşağıdaki şekilde ara karar tesis edilmiştir… Davacının ihtiyati tedbir talebinin KABULÜNE, İstanbul Anadolu … İcra Hukuk Mahkemesi … Esas ve … Karar sayılı sayılı dosyasında verilen tahliye kararının dava açıldığı tarihte ödenen bir yıllık kira bedeli üzerinden hesaplanacak % 15 teminatın yerel mahkeme veznesine yatırılması halinde tahliye kararının DURDURULMASINA,”

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bu yöndeki kararlarında Prof. Dr. Baki Kuru’nun aynı doğrultudaki görüşüne atıf yapılmıştır. Hatta bir kararında yüksek mahkeme icra hukuk mahkemesinin vermiş olduğu tahliye kararı icra edildikten sonra sulh hukuk mahkemesince kiracı lehine menfi tespit kararı verilir ve kesinleşirse ayrıca hükme gerek olmaksızın icranın eski hale iade edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu da tahliye edilen taşınmazın icra dairesi tarafından tekrar borçlu olmadığı tespit edilen kiracıya teslim edileceği anlamına gelmektedir.

“22. Menfi tespit davası borçlu kiracı (davacı) lehine hükme bağlanır ise ilamsız tahliye takibi derhal durur. (İİK m. 72/5, c. 1). Bundan sonra icra mahkemesi tahliye kararı veremez. İcra mahkemesinin tahliye kararı vermesinden sonra menfi tespit davası borçlu kiracı lehine hükme bağlanırsa, tahliye kararının icrası kendiliğinden durur. İcra mahkemesinin tahliye kararının icra edilmesinden (borçlu kiracının tahliye edilmesinden) sonra menfi tespit davası kiracı lehine hükme bağlanırsa, bununla icra hemen eski hâle iade edilmez. Çünkü bunun için menfi tespit davasının kabulüne ilişkin kararın kesinleşmesi gerekir (İİK m. 72/5, c. 2). Menfi tespit kararının kesinleşmesi üzerine ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra eski hâle iade edilir (İİK m. 72/5, c.2). Yani tahliye edilmiş olan taşınmaz, icra dairesi tarafından tekrar borçlu kiracıya teslim edilir (Kuru, s. 859; Kuru, İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 224)." (Yargıtay HGK., E. 2017/1918 K. 2021/1707 T. 21.12.2021)


Yol Tarifi