Daha önceki düzenlemede bir takım disiplin cezalarının yargı denetiminin kapalı olması sebebiyle bu cezaların sonucu olan ceza puanlarının veya ceza sayılarının birikerek ceza alanın Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılması, sözleşmesinin feshedilmesi gibi sonuçlar doğurmaktaydı.
Sözleşmenin feshine dair işleme karşı dava açılması mümkün ise de bu işleme dayanak oluşturan disiplin cezalarının bir kısmının dava edilemeyecek olması nedeniyle sözleşmenin feshi işlemine karşı açılacak davada hukuksal bir fayda elde edilemeyeceği, dolayısıyla doğurduğu sonuçlar itibarıyla ilgililerin sözleşmesinin feshine kadar gidebilen disiplin cezalarının yargı denetimi dışında bırakılmasının hukuk devleti ilkesine, hak arama özgürlüğüne, idarenin işlemlerinin yargı denetimi dışında bırakılamayacağına ve disiplin cezalarına karşı yargı yolunun kapatılamayacağına ilişkin ilkelerle bağdaşmadığı belirtilerek kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülerek bu konu Anayasa Mahkemesi taşınmıştı.
Anayasa Mahkemesi 01/06/2022 tarihinde E.2022/10 numaralı dosyada, 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 43. maddesinin 7329 sayılı Kanun’un 17. maddesiyle değiştirilen (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…uyarma,...” ve “…ve hizmete kısmi süreli devam…” ibarelerinin Anayasa’ya aykırı olduklarına ve iptallerine karar vermişti. Gerekçesinde ise yargı denetimi kapalı olan cezaların Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma veya sözleşme feshi gibi ağır sonuçlar doğuracağı, bu işlemlere karşı açılan davalarda da bu disiplin cezalarının incelenemediği böylelikle ayırma ve sözleşme feshi işlemlerine karı açılan iptal davalarındaki yargısal denetimin şekli hale geldiği vurgulanmıştır:
“Bu durumda yargı yolu kapalı olan uyarma ve hizmete kısmi süreli devam cezaları söz konusu askerî personelin TSK’dan ayrılmalarına ya da sözleşmelerinin feshine yol açabilmektedir. TSK’dan ayırma ya da sözleşmenin feshi işlemlerine karşı dava açılabilse de bu işlemlerin dayanağı olan uyarma ve hizmete kısmi süreli devam cezalarına karşı yargı yolunun kapalı olması nedeniyle gerek itiraz edilmeksizin gerekse itiraz aşamasından geçerek kesinleşen söz konusu disiplin cezaları yargısal denetime tabi tutulmadığından, bu işlemler dayanak alınarak gerçekleştirilen TSK’dan ayırma ya da sözleşmenin feshi işlemleri yönünden yargısal denetim şeklî bir hâle gelmektedir. Başka bir deyişle uyarma ve hizmete kısmi süreli devam cezalarına konu fiillerin disiplin cezasını gerektirip gerektirmediğinin yargısal denetime tabi tutulmaması nedeniyle TSK’dan ayırma ya da sözleşmenin feshi işlemlerine karşı açılan davalarda yapılan yargısal denetim etkinliğini yitirmektedir. Kurallar bu yönüyle asker kişilere aşırı bir külfet yüklemekte ve disiplinin tesisi şeklindeki kamu yararı ile hak arama özgürlüğü arasında gözetilmesi gereken adil dengeyi bozmaktadır.”
Böylelikle Anayasa Mahkemesinin bu kararıyla bir süre uyarma ve hizmete kısmi süreli devam cezaları da yargısal denetime açık hale gelmişti. Yasa koyucu 12/6/2024 tarihli değişiklikle TSK Disiplin Kanununun 43. Maddesini Anayasa Mahkemesinde yer alan anayasal ilkelere uygun hale getirerek artık “Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğin kesilmesi sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan davalarda yargı yolu kapalı olan disiplin cezalarının hukuka uygunluğu mahkemelerce denetlenebilece”ğini düzenleme altına almıştır.
Mevcut düzenleme doğrultusunda Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma sonucu doğurmadığı sürece subay, astsubay, uzman erbaş ile sözleşmeli erbaş ve erler hakkında verilen uyarma, kınama ve hizmete kısmi süreli devam cezalarının iptali istemli dava açmak mümkün değildir. Ancak uyarma, kınama ve hizmete kısmi süreli devam disiplin cezalarından dolayı Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenlerin bu işleme karşı açacağı iptal davasında bu cezaların hukuka uygun olup olmadıkları denetlenecektir.
Kanımızca mevzuattaki değişiklik öncesinde “…uyarma,...” ve “…ve hizmete kısmi süreli devam…” disiplin cezalarıyla sözleşmesi feshedilerek veya disiplin kurulu kararıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenlerin Anayasa’da düzenlenen eşitlik ilkesi gereği daha önce yargısal denetimi yapılamayan bu disiplin cezaları yönünden hukuka uygunluk denetimi yapılabilmelidir.