[email protected] | 0216 336 0506

Makaleler

TİCARİ HAYATTA ‘’YETKİSİZ TEMSİL’’ PROBLEMİNE HUKUKİ BAKIŞ

Birçok ticari işte karşımıza çıkması olası şirket yetkilisi, temsilci gibi kavramlar bazen başımıza birtakım sorunlar açabiliyor. Gelin beraber ticari hayatta oldukça fazla karşımıza çıkan uyuşmazlıklardan ‘’Yetkisiz temsil’’ konusunu detaylıca inceleyelim.

Yetkisiz temsil Türk Borçlar Kanunu’nda da temsilci ve temsil edilen kişinin haklarını korumak amacıyla detaylıca yer verilen bir konu olup çok farklı şekillerde karşımıza çıkabilmektedir. Bunlardan en sık karşılaşılanları temsil olunan tarafından yetkisiz temsilciye temsil yetkisinin hiç verilmemesi veya geçerli olarak verilen temsil yetkisinin sona ermesidir.

Genel itibariyle bakıldığında yetkisiz temsil, bir kimsenin temsil yetkisi olmaksızın başkası adına ve hesabına işlem yapmasını ifade eder. Yetkisiz temsilci, bir hukuki işlem yaptığında, temsil olunan o işleme onay verene kadar, sadece üçüncü kişi o işlem ile bağlıdır; temsil olunan uygun sürede onay vermezse üçüncü kişi de işlem ile bağlı olmaktan kurtulur.

Yetkisiz temsil ile özellikle, temsil olunan tarafından verilen temsil yetkisinin temsilci tarafından sınırlarının aşılması veya temsil yetkisinin kötüye kullanılması durumları da uygulamada görülen yetkisiz temsil hallerindendir. Söz konusu hallerde yetkisiz temsilcinin yapmış olduğu hukukî işlem niteliği itibariyle sakattır. Sakat olan bu hukukî işlem temsil olunan tarafından onaylanırsa baştan itibaren geçerli olur. Buna karşılık, temsil olunan söz konusu işlemi onaylamazsa geçmişe etkili olarak geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, üçüncü kişinin bazı zararları doğabilir. Üçüncü kişiler bu zararlarını, yetkisiz temsilciden, sözleşme görüşmelerinden doğan sorumluluk çerçevesinde talep edebilirler.

Bu konu, ticaret hukuku açısından önemli bir yerdedir çünkü yetkisiz temsil durumunda ortaya çıkabilecek hukuki sorunlar ortada bir ticari ilişki olduğunda daha büyük zararlara yol açabilir. Bir örnek olarak, bir şirket çalışanı, işverenin izni olmadan bir anlaşma yaparsa, bu yetkisiz temsil sayılır. Ticaret hukukunda yetkisiz temsil, iş hayatında yaygın şekilde karşılaşılan bir durumdur ve ciddi sonuçları olabilir. İşverenler ve şirketler için büyük bir risk oluşturur. Yetkisiz temsil; şirketlerin hukuki sorumluluklarına etki edebilir ve ticari ilişkilerin bozulmasına neden olabilir, geçersiz sözleşmeler veya anlaşmalar doğurabilir, hukuki yaptırımlara ve tazminat taleplerine yol açabilir, işveren itibarının zarar görmesine sebebiyet verebilir.

Bu nedenle, yetkisiz temsil konusunda bilinçli olmak ve önlem almak önemlidir. İşverenler, çalışanlarının yetkilerini açıkça belirten bir politika benimsemelidir. Aksi takdirde temsilci hukuki yaptırımlara maruz kalabilir ve temsil edilen kişiler zarar görebilir.

Bu konuyla ilgili ticari ilişkilerde en sık karşılaştığımız problem yetkisiz temsilcinin 3. kişilerle arasında düzenlenen belgelerden temsil olunanın sorumlu olup olmayacağıdır. Söz konusu durumda; iki ihtimali göz önünde bulundurmak gerekir. Bunlardan ilki, bir kişinin yetkili olmadığı halde başkası adına işlem yapması halinde temsil edilen kişi onay vermediği sürece alacaklı veya borçlu sıfatında olmaz. Temsil olunanın onay vermesi veya işlemi benimsemesi halinde ise işlem baştan itibaren geçerli olacak ve temsil olunanı bağlayacaktır.

Buradaki ayrıntı; ‘’İşlemin temsil olunan tarafından benimsenmesi.’’ Kavramıdır. Yetkisiz temsilci tarafından gerçekleştirilen bir hukuki işlemin temsil olunan tarafından benimsendiğini anlamak için bakılması gereken en belirleyici nokta bahse konu işin temsil olunana yüklediği sorumlulukların yerine getirilip getirilmediği noktasıdır.

Konuyu bir örnekle inceleyelim; Bir duvar yapımı işi için sözleşmenin ve hesap mutabakatı olarak düzenlenen belgenin ‘şirket yetkilisi olarak bilinen’’ yetkisiz temsilci ve 3. Kişi arasında imzalanmış olması durumunda sözleşme konusu duvar yapımı işi için temsil olunan firma tarafından malzemeler temin edilmesi, işin tamamlanmış olması ve bunlarla ilgili tutulan ticari kayıtların varlığı durumunda işi benimseme durumu söz konusudur.

Yetkisiz bir kişinin yaptığı sözleşmeye temsil olunanın onay vermesi durumunda o sözleşme, temsil olunanı bağlar ve temsil olunana sorumluluk yükler. Yetkisiz temsilcinin yaptığı işleme ya da sözleşmeye temsil olunan tarafından verilen onay, şekle bağlı değildir; açık ya da örtülü olabilir. Örtülü onayı yukarıda bahsettiğimiz gibi bir benimsenme durumu içinde değerlendirmek doğru olacaktır. Temsil olunan sözleşmeyi imzalamadığı halde yetkisiz bir kişi tarafından imzalanmış olsa dahi o sözleşmeyi kullanarak bir hukuksal işlem yapmış ise yetkisiz temsile onay vermiş sayılır ve sözleşme kendisini bağlayıcı nitelik taşımaya başlar.

Ayrıca uygulamada temsil olunanın temsilcinin yetkilerine son verdiğini, artık kendisini temsil etmediğini söylemesi durumunda kendisine bir ispat yükü doğar. Bahse konu yetkinin sonlandırıldığına yönelik azil belgesi sunması ve temsil edilmediğini ispatlaması gerekir.

 

Yüksek mahkemenin de bu yönde birbiriyle uyuşan kararlarından bazıları şu şeklidedir;

Yargıtay Kararı - 19. Hukuk Dairesi E. 2015/3068 K. 2015/6565 T. 05.05.2015

‘’Borçlar Kanununun 38. maddesi gereğince yetkisiz bir kimsenin yapmış olduğu sözleşmeye temsil olunanın onay vermesi durumunda o sözleşme, temsil olunanı bağlayıcı olur ve sözleşmeden doğan hak ve borçlar temsil olunana intikâl eder. Yetkisiz temsilcinin yaptığı işleme ya da sözleşmeye temsil olunan tarafından verilen onay, biçime bağlı olmayan, yönetilmesi gerekli tek yanlı bir irade bildirimi olup, açık olabileceği gibi örtülü de olabilir. Davalı sözleşmeyi imzalamadığı halde yetkisiz bir kimse tarafından imzalanmış olsa dahi o sözleşmeyi kullanarak bir hukuksal işlem yapmış ise yetkisiz temsile onay vermiş sayılır ve sözleşme kendisini bağlayıcı olur. Ayrıca faturaya süresinde itiraz edilmiş olması faturanın haksız olduğu anlamına gelmez.’’

04.02.2009 tarihli,  E. 2009/22 K. 2009/54 Sayılı Hukuk Genel Kurulu’nda, yerel mahkemenin vermiş olduğu karar bozularak;

‘’ Gerçekten de, Borçlar Kanunu'nun 38.maddesi gereğince yetkisiz bir kimsenin yapmış olduğu sözleşmeye temsil olunanın onay vermesi durumunda o sözleşme, temsil olunanı bağlayıcı  olur ve sözleşmeden doğan hak ve borçlar temsil olunana intikâl eder. Yetkisiz temsilcinin yaptığı işleme ya da sözleşmeye temsil olunan tarafından verilen onay, biçime bağlı olmayan, yönetilmesi gerekli tek yanlı bir irade bildirimi olup, açık olabileceği gibi örtülü de olabilir. Davalı sözleşmeyi imzalamadığı halde yetkisiz bir kimse tarafından imzalanmış olsa dahi o sözleşmeyi kullanarak bir hukuksal işlem yapmış ise yetkisiz temsile onay vermiş sayılır ve sözleşme kendisini bağlayıcı olur.’’ Şeklinde karar verilmiştir.

Vekil sıfatıyla yer aldığımız, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen bir dosyada da temsil olunan şirketin ticari işle ilgili bahse konu belgelerin tarafı olan temsilcinin yetkisi olmadığını iddia etmesi üzerine; temsil olunanın işi onaylaması ve benimsemesi yönünde araştırmaya gidilmiştir. Dosyaya sunulan hesap mutabakatında müvekkilin ve şirket adına da temsil yetkisi bulunmadığı iddia edilen kişinin imzalarının yer aldığı ve sipariş formunun da aynı kişi tarafından imzalandığı görülmüştür. Ayrıca sözleşme konusu iş şirket tarafından tamamlanarak işin taraflarınca benimsendiği kabul edilmiştir.

‘’ Yetkisiz temsilci … tarafından düzenlenen sipariş formu ve mutabakat belgelerinin davacı tarafça da kabul gördüğü ve buna göre yetkisiz temsilcinin hukuki işlemlerinin davacı tarafça benimsendiğinin Mahkemece kabul edilmiştir.’’

Özetlemek gerekirse yukarıda bahsettiğimiz gibi yetkisiz temsil uyuşmazlıklarında temsil olunanın açık ya da örtülü onayı esas alınır, varsa iddiaların ispatı aranır ve temsil olunanın işi benimseyip benimsemediği noktasına dikkat edilir. Ticari işlerde yetkisiz temsil uyuşmazlıklarıyla karşılaşmamak için esas alınması gereken politika çalışanlar için açık yetki belgesi düzenlemektir ve bunun önemi kesinlikle göz ardı edilmemelidir.

 




Yol Tarifi